Car Accident Lawyer

 

Ali Osman KEMENTOĞLU

 

 

Meslek Yüksek Okulu mücadelesi devam edecek!

Güzel ilçemize yıllardır meslek yüksek okulu açılması için yıllardır akkuş'lu hemşerilerimizin çabası sürmektedir. Yalnız bilinmesinde bir mahsuru olmayan gerçek vardırki oda tüm çabalara ve verilen sözlere rağmen meslek yüksek okulu açılamamıştır.

1990 yılında kurulan ordu ili akkuş ilçesi ve çevre köyleri kültür kalkınma dayanışma ve yardımlaşma derneği. Her defasında akkuş ve köylerinin kalkınması,insanlarının dahada medeni toplum hale gelmesi için gerek eğitime gerekse sosyal yardımlaşmaya özen göstermiştir. Ama asıl amaçlarının akkuşta bir fakulte görmeleride hep hayallerini süslemiştir.

1999 ve 2002 yılarının üçlü koalisyon hükümeti döneminde  sayın ordu milletvekili olan ANAP’lı Sefer Koçak bey yine ordu milletvekili MHP’li Sayın Cemal Enginyurt beyin önemle arzettikleri konu akkuş'da bir fakulte hedefleriydi. Önemle belirtmek gerekki 1999-2002 döneminde  akyad dernek başkanı sayın sadık kementoğlu defalarca sayın vekilimiz sefer koçak beyin kapısında ve katıldığı her toplantıda kendisine illede akkuş için önemli olan bir meslek yüksek okulunun açılması için gerekli işlemin yapılması için arzda bulunmuştur.

Yine ordu haber gazetesinin tanıtım gecesinde salman mhp belde teşkilatı adına bazı insanlar ve dernek kurucu başkanı sayın hakkı mıhçı bey vekilimiz cemal enginyurt beyle özellikle bu konu için görüşme yapılmış ve sayın vekilin cevabı verin arsayı alın size okul demiştir. Yapılan her müraacatlarda karşımıza çıkan  bahane arsa olmuştur. Sayın ordu vekilleri derneğimizi ziyaretlerinde 20002 yılı baharında dernek başkanı ramazan kement bey kendisininde çok arzu ettiği bir fakulte talaplerini dile getirmiş ve verilen sözü yerine getirmeleri için sayın cemal enginyurt ve eyüp fatsa beyden  söz almıştır.

Dönemin dernek başkanı sadık kementoğlu yine dönemin akkuş belediye başkanı sayın hami çöpoğlu ile sarıgazide gökçebayırlılar derneğinin toplantısında bir araya gelmişler ve myo lunun açılması için gerekli arsanın belediye tarafından tahsis edilmesini sayın başkandan talep edilmiştir.fakat sayın hami bey arsa bulamadıklarını sadık beye itiraf etmiş ve o dönem için myo lu hayalleri suya düşmüştür.

Salman belediye başkanı olan o dönem sayın dilaver mıhçı bey salman beldesinden yer temin edelim demişsede yol ve bahısda olan arsa ilçe merkeze uzaklığı bahane edilmiştir.

2007 genel şeçimlerinde yine akkuş'lular derneği tekrar sahneye çıkmış.siyasi kimlikler bir tarafa bırakılarak illaki bir akkuş'lu parlementoya gitmeli ve sesimizin tercumanı olmalıdır mantığı ile sayın mustafa hamarat'beyi sonuna kadar desteklemiş . Dernek ve akkuş'lular sonuna kadar gereken görevini yapmıştır. Derneğin tek isteği akkuş için sayın vekilden akkuş meslek yüksek okulunun açılması ve bu isteklerinin bir an için faliyete geçmesini talep etmiştir.

Dernek başkanı sayın hakkı mıhçı bey ve yönetim kurulu nun imzası ile sayın Hamarat beye konu intikal edilmiş fakat yine sayın vekilimizden yine cevap akkuş belediyesinin arsayı temin etmesini bekliyoruz olmuştur. Araştirma : Ali osman kementoğlu.10.02.2008 / 12 subat 2009

HİZMET ADAMI ONA DENİR!

Yılardır sivil toplum ve siyasetin içinde olan sayın Hakkı Mıhçı ile sohbetimizde beni etkileyen sözlerini sizlerle paylaşmak istedim.Benim sorularıma ne kadar işten cevap verdiğide samimiyetini göstermiyordeğildi.
S*Yılardır işçi sendikasında bulundunuz.Neden?
 
C*Biz 12-13 yaşlarımızda ekmek parası ve ailemize destek için gurbete çıkan gençlerden hatta çocuklardan biriyiz.Ozaman bir inşaatta çalışan tanıdık varsa barınmak için onun yanına giderdik.Ekmek yok,yemek yok,üst baş yok,inan ogünü yaşayan arkadaşlar olsada yanımda sana bir yatakta beş kişi yattığımızı onlar anlatsa.
 
S*Sendika demiştim.
C*İşte biz o günlerin acısını yaşadık.Ve ezilmişliğin getirdiği bir güç desem galiba.Sesimizi yetkililere duyurmanın en güzel yoluydu sendika.
 
S*Akkuşlular adına ilk kurulan bir derneğin kurlmasına öncülük yaptınız.Neden dernek?
C*Bizler Akkuş'lular olarak gurbette vatansız olarak sanki göçebe gibi yaşıyorduk.Yaşadığımız semtleri benimseyememiş hatta bizleri başkasının y önetmesine gönlüm el vermedi.Arkadaşlarla düğün davetlerde bir araya geldiğimizde her konunun içeriği ne zaman bir olacağız der ve bir dahaki bir araya gelene kadar.İşte aklıma gelen şey DERNEK kurmak ve kendi ufkumuzu böyle aşacağımıza inandım.
 
S*Sizce dernekler Akkuş!lulara ne kazandırdı?
C*Hepimizin ve seninde içinde bulunduğun bir siyasi çalışmalar var.Şimdi bakın İstanbul,Ankara.Samsun,Kocaeli,Adapazarı ,Bursa,İzmir ve nice vilayetlerde yaşayan Akkuşlular var.Son 20 yılda nerelere geldik.Mahalle muhtarımızı,Belediye meclis üyesi,Belediye başkanı,hatta İçemizden millet vekili parlementoya gönderdik.
 
S*Ama vekil sizin siyasi düşüncenizle örtüşüyormu?
C*Akkuş'lularla hangi parti beraber çalışırsa ve Akkuş!luların derdine derman olursa ben o partiye saygı duyarım.Pardi benim dinim değil.Ben partileri hizmet aracı görürüm.Onun meyvesini hemşerilerimle yemeye bakarım.
 
S*Ailenden fazla toplumla aşikarsın ve halen dernek yönetim kurulu başkanısın.Bırakmayı düşündünmü ?
c*Biliyorsun ki görev verilir alınmaz.Ne zaman arkadaşlar tamam sen ayrıl derseler hazırım.Aslında çok yorgunum.İstirata ihtiyacım var.
 
S*SON BİR SORUM.Son yerel şeçimlerle ilgili.AKKUŞ adına il genel meclisi üyesi adayı oldunuz ve geri çekildiniz.Aday olduğunuz parti yetkilileri benimde hazır bulunduğum toplantıda size teklif ettiler ve söz verdiler.Kesin seşilebileceğiniz konumdayken neden çekildiniz?
C*Sevgili kardeşim benim davam Akkuş.Ben diretmekten yana değilim.Hatırlaman lazım bana bir toplantıda şöyle demiştiniz.Siz nezaman gençlerin önünü açacaksın hatırlarmısın bilmem ama işte zamanı.
Sevgili kardeşim ERCAN ÇAYIROĞLU il genel meclis üye adayı.Pozitif ve aktif.Ayrıca sizin ve gençlerin adayı.Sanıyorum açıklamam yeterli olacak.Şahsi düşüncem ,böyle insanların önünü tıkamak benim hattim değil.Ve kendisine de her konuda desteğim ve destek vereceğim.BENİM SEVDAM KOLTUK DEĞİL.
HAKKI HIHÇI diretmeci değil çözümcü olarak zihinlerde yaşayacak.BENİM SEVDAM AKKUŞ.
BENİM SEVDAM A KKUŞ..

Sayın Hakkı Mıhçı beye teşekkür ediyorum samimi açıklamalarından dolayı. 1 Şubat 2008
 

BU YOL ARAÇ YOLU MU? YOKSA BİZ YAPTIK OY İSTİYORUZ YOLU MU?

Zaman uzay çağı, artık insanlar uzaya turist olarak gitmeye başlamış bir dönemdeyken, bizler hala ne zaman memlekete gitme hazırlığı yapsak aklımıza gelen ilk şey.  AKKUŞ-SALMAN beldesi arası nasıl gideceğiz düşüncesine kapılıyoruz.  Memlekete bile gitmek artık bize lüks ve acil durumlar için (cenaze, hasta ziyareti )gidebileceğimiz bir yer olur hale geldi.
 
Bilmem ama neden bu  kadar biz insanlara zulüm niye diyeceğim ama dilim varmıyor. Her zaman biz bu kaderi yaşamak galiba hem sünnet hem de farz, ne diyelim.
 
Asıl filmin senaryosu 3 yıl önce başlayan SALMAN -AKKUŞ arası grup yolu adı altında başlayan ve yol hakkında yazılan yazılar, ilgili mercilere yazılan dilekçeler, siyasetçilere yapılan eleştiriler, belde belediyeleri hakkında söylenen sözler, hatta SALMAN BELEDİYESİ BAŞKANINI suçlarcasına ağır ithamlar ve kahvehane sohbetleri. Vs. Hatta yolu görmeden yolu savunan hatta 10 üzerinden 10 veren nerdeyse plaket töreni yapacak yaltakçılar da yok değil.
 
Affınıza sığınarak gündemle bir anda iç içe olmam gereken konuydu. Çünkü bende AKKUŞ SALMANLIYIM. Benimde sohbetlere katılıp ve gündemlere cevap vermem sohbete katılmam için gerçekleri bilmem gerekiyor hatta gözlerimle görmem gereken bir durum vardı ortada. 
 
Bir cenazeye katılmak için sabahın erken vakti üst yoldan SALMAN' a indik ve geri dönüşü GRUP YOLUNDAN  yaptık. Çok ağır bir kilometreyle salmandan Akkuş'a devam ediyoruz. Aman ALLAHIM neyle karşılaştık. 12 kişilik minibüs karşıdan gelen yük dolu kamyona yol vermek için sağa yanaşıp yol veriyor. Devam ediyoruz keskin birkaç viraj ve iki araç birbirine yol veremiyor. Alttan ve üstten gelen araçlar viraja girmeden önce alabildiğince korna sesiyle ben geliyorum sen bana yol ver dercesine derenin içleri siren sesiyle inliyor. Yol bitmedi. Dere geçidine geliyoruz yol sanki seni ölüme davet ediyor. Nemi dere üzerine yapılan köprü. Keskin bir virajdan daha da L DÖNÜŞÜ bir köprü. İnsanın bir anda beynine sıcak,  kanlar tırmanıyor. Kendime soruyorum yer mi yokta yol ve köprü böyle yapıldı.
Şimdi bu yolu denetleyen birim KARAYOLLARI MI? KÖYDES Mi? ÖZEL iDARE Mi? YOKSA HAYRINA YAPTIRAN HAYIR SAHİBİ Mi? BELEDİYELERİN ELİ OLMADIĞINI hepimiz biliyoruz.
 
YOKSA YOLU YAPTIRAN SİYASETÇİLER Mİ?
Bu yolu ve buraya giden parayı denetleyecek kimse yok mu? Bunun hesabını kim kime verecek. Yazık değil mi böyle savurganlığa?
 
HAKKIM OLARAK SORUYORUM BU YOL ARAÇ YOLU MU? YOKSA BİZ YAPTIK OY İSTİYORUZ YOLU MU? YANİ SİYASİ BİR OYUN MU?

 

 

ŞEKER DEĞİL RAMAMAZAN BAYRAMINI KUTLADIK

Günümüzde her ne hikmetse bazı isimler farklı kullanılmaya başlanıldı. Örneğin Fatma oldu (fatoş), İbrahim oldu (ibiş) Mahir oldu (maho).Ne kadar isimlere karşı saygılı olduğumuzu ifadelerle belirtiyoruz değil mi? İsim kültürümüz bile acizane yok olmaya yüz tutmuş durumdayız.
 
Bizler daha küçücük yaşta iken ana babadan ve dini terbiye olarak aldığımız eğitim şöyle idi. Sakın yeni doğan çocuklarınıza Türk ve İslam isimleri verininiz derlerdi. Daha sonra araştırdım sebebini. Her insan doğduğu gibi elbette ölecek. Mahşer günü herkesi gerçek ismi ile anılacaklar. Eğer isim islama uygun ise kişi daha da mutlu olacak ve orada yalnız kalmadığını hissedecek. Diğer husus isimler Türk adabına göre ise Türklüğümüz apaçık ortada olacak Türk olduğumuzu isimlerimizden anlayacağız. Nasıl ki bir Alman veya İngiliz Coni, Makro, Toni gibi isimler kullanıyorsa bizimde Ahmet, Mehmet, Ayşe, Sultan gibi daha Fatihler KEMAL ’lerimiz var. İnönü, Adnan, Turgut, Bülentlerimiz var.
Eğer kim ne isterse istediği ismi çocuklarına verebilir.
 
Asıl verilmeyecek ve de değişmeyecek isimler vardır. O isimlerde Allah (cc)tarafından belirtilmiş ve onun resulü Muhammed Mustafa (hz)lerinin verdiği isimler. Oda KURBAN ve RAMAZAN bayramlarının isimlerini ne değiştirebiliriz nede ne de alay edercesine isim kullanabiliriz
 
Ramazan bayramını da sağ olsun bazı ağızlardan şeker bayramı diye adlandıran ve üstüne bastıra, bastıra söyleyen ağızlar hakikaten beni ve İslam alemini üzdüklerinin ne kadar farkındalar bilmem ama ayrıca böyle bir telefona ne gerek var. Neden bu isimde inat ederler anlamış değilim.
 
Dünyada 1,5 milyar'ın üstünde Müslüman var. Yaklaşık O kadar Müslüman kardeşimiz Allah için oruç tuttu. Ve oruç tuttuğuz ay RAMAZAN ayı idi. Tuttuğumuz orucun sonunda ve hısım akraba komşular bir arada bayram etmeleri büyükleri, yaşlıları, hastaları ve kabirleri ziyaret etmeyi Allah emir etmedi mi?  Zaten bu görevlerde bizim TÜRK'LÜĞÜN  simgesi ve ahlak anlayışımız değil mi?

Peki, o zaman biz Müslümanlar şeker bayramı değil biz RAMAZAN oruç bayramını hak ettik ve hep beraber Rmazan bayramını kutladık.70 gün sonrada KURBAN  bayramını kutlayacağız.
Allah ömür verirde o güne ulaşırsak. 01 Ekim 2009
 

FINDIK İŞÇİLİĞİ ALTINDA TERÖR SIZINTILARINA DİKKAT

Her yıl olduğu gibi yine fındık hasatı başladı ve şu günlerde hasat sonu yaklaştı. Fakat kafamda bir soru oluştu.

Fındık toplamak için doğu ve güneydoğudan gelen aileler Samsun Ordu ve Giresun illerine .Hatta ilçelere dağılıyorlar. Son sohbet ettiğim bir hemşerimin deyimi ile ta ki Kargı köyüne bile gelen var diyor. Geçen sene bende şahit olmuştum.Yol kenarında barınmak için çadır kuruyorlardı.

Tabi ki bu insanlar niye geldi demiyorum.    Çünkü herkes ekmek derdinde,bir lokma ekmeği için insanlar Şamada gider. Bizde ekmek için gurbette değil miyiz.?

Fakat burada önemli olan dikkat edilmesi husus var.

Herkesin bildiği PKK Terör örgütün yuvası Kuzey Irak, Suriye Beka vadisi ve Ermenistan olunca bölge insanlarına bakış açımız değişiveriyor. Bölge'de il ve ilçe belediye başkanları ve bir kaç milletin vekilleri TERÖRE destek verince haklı olarak inancım yadırganmaz sanırım.

Asıl ekmeğinin derdinde olan insanlarla karışma olarak teröristlerde bölgemize gelip oralarda siyasi ve beyin yıkama taktiği uygulamasında bulunmazlar mı? Bölgeye gelenlerin acaba kimlik yoklaması yapılıyor mu?Gebete araştırması yapılıyor mu?

Belki şu ana kadar problem olmadı ve de olmaz. Fakat ilerde olmaz diyemem. Çünkü terörün ilkesi önce yer belirler. Sonra insanlara şirin görünür. Taraf toplar ve eylemlere başlar. Eylemin öncesi örgüte maddi destek için uyuşturucu satar,soygun yapar,beyaz işleri (kadınları fuhuşa zorlar) yapar. Sonra akibet belli. Yol iz tanıdıktan sonra kadın ve  çocuk kaçırır destek ve fidye ister. İşte devletine bağlı insan bir anda devlet karşıtı olur hatta çocuğumu kurtarırım umudu ile dağa çıkar  ve bir gün benim hemşerim teröristlerin maşası olur illet içimize kadar girer böylece.

Burada önce köy muhtarlarına ve sıra ile belediye başkanlarına ,jandarmaya,polise  ciddi görev düşüyor.Eğer vatandaş olarak dikkat etmezde önemsemezsek tehlikenin içinde buluruz kendimizi. Kendi güvenliğimizi bir nebze kendimiz sağlayalım. 01 Eylül 2009

 

SALMAN BELEDİYESİNDE BİLGİ İŞLEM MERKEZİ OLA MAZMI?

Zaman ilerledikçe artık özel kurum ve kuruluşlar teknolojinin faydalarından yararlanırken Tüzel kişilerde ,hatta bireylerde bu nimetden yararlanıyor. Bağzı şirketler ARGE  gibi TÜBİTAK  gibi araştırma kurumlarına maddi destek sağlıyor ki.Ülkede daha iyi bilim adamı ve filozoflar yetişsin  diye.

Hatda bilim teknik semineri düzenliyor.Yarşmalar düzenliyor.Amacı araştımayı çocuk yaşlarda ve erken yaştaki insanların kendilerini yetiştirsin ve hünerlerini ortaya koysun diye.

Benim kanetim Salman ve çevresi çocuklarımıza böyle imkanlar verilse ve onları teşvik edici yarşmalar düzenlense (Salman lisesi  ve   Salman belediyesi) öncülünde.Fena olmaz sanırım.

Yine çocukluğumda hep demişimdir. Topraklarımızda yetişen meyve ve sebzeyi daha iyi kaliteli nasıl geliştiririz.Şimdi bölgeye sahip ıkacak Ziraat mühendislerimiz var.Onlarla belediye işbirliği yapamazmı.

 

 Konu bilim tenoloji oldumu yapacak çok şey var.Belediyede kurulmasını tavsiye demicem ama her kurumda olan Bilgi işlem merkezi Acilen ve ÇOOK acilen Salman belediyesinde kurulmalı. Nedenmi?

1.Salman belediyesinde yapılan toplantılar ve sonunda alınan kararlar insanları sanal yolla bilgilendirilmeli.

2.Merkezde ve mahallelerde yapılan hizmetler (yapılamayan ama sıraya konulan) halka anlatılmalı.

3.Salman ve çevresinin sorunlarının halka arzı.

4.Kalkınmada fikri olan insanların fikirlerini direk anlatacak sanal ortam ve buna cevap verecek muhatap.

5.Çok önemlisi Salman insanlarının çoğunluğu gurbette (yurtdı ve ülke genelinde)olmasından dolayı olası bir cenazeden haberi olmamaktadır.Kurulacak merkezkezden insanlarımıza mesaj ve sanal haberle ulaıp insanlara  hizmet etmiş oluruz. 15 Ağustos 2008