Sayaç 19.09.2006 Tarihinden itibaren
SALMAN'DA TOPLUM VE KÜLTÜR
TAŞ DİBEK (BUĞDAY DÖVÜLÜR) EL ÖRGÜSÜ YÖRESEL ÇORAP HARMAN YABASI (SAMAN BUĞDAY AYRACI)
ÖNCELERİ ÇOK KULLANILAN EL DEĞİRMENİ GAZ LAMBASI
Pancar temizlenerek yıkanır. İnce ince doğrandıktan sonra bir tencerede yağ eritilir. İnce ince doğranan soğanlar bu tencerede pembeleşinceye kadar kavrulur. Tencereye yeterince su koyulur. Kaynayan suya tuz katılır. Sonra doğranmış pancar ile, önceden haşlanan fasulye ilave edilir. Bu fasulye yerine mısır yarması, bulgur, pirinç de katılabilir. Kaynayan yemek üzerine elenmiş mısır unu yavaş yavaş katılır ve karıştırılır. Yemek ocaktan indirilmeye yakın bir parça acı biber katılır. Arzuya göre içyağı bir tavada yakılarak yemeğin üzerine dökülür. Yemek servise hazırdır. 2- MISIR (DARI) ÇORBASIAkşamdan suya bırakılan kırma mısır ve fasulye sabahleyin haşlanır. Bir tencereye su konularak kaynatılır. Hazırlanan malzemeler kaynayan suya katılır. Piştikten sonra dinlenmeye bırakılır. Ayrı bir kapta hazırlanan ayran pişmiş kırma mısır konularak yemek üzerine bir miktar nane konulur karıştırılarak servise hazır hale getirilir. Pişmiş kırma mısır yağlanarak da servis yapılabilir Bu takdirde ayran koymaya gerek kalmaz. Afiyet olsun. YEMEKLER 1 - PANCAR (KARA LAHANA) SARMASI :Pancar saplarından ayrılır. Temizlendikten sonra Kaynayan suda haşlanır. Bir süzgeçte süzülür. Soğuk suda bekletilir. Hafif sıkılarak bir kaba koyulur. Ayrı bir kapta kıyma, kıyılmış soğan , yıkanmış pirinç, salça, tuz, karabiber ve kıyılmış maydanoz biraz su ile karıştırılır. Pancarın damarlı tarafları içe gelecek şekilde hazırlanan iç arasına koyularak sarılır. Bir tencereye düzgün olarak dizilir. Üzerini kapatacak kadar kaynar su ilave edilir. Üzerine sarmayı bastırmak için kapak kapatılır. Tencerenin kendi kapağı örtülerek kaynatılır. Önce altı kısılır. Yemek pişirilir. Daha sonra yemek servise hazır hale getirilir. Üzerine sarımsaklı yoğurt koyularak da servis yapılabilir. 2 - PANCAR (KARA LAHANA) KAVURMASIPancar saplarından ayrılır. Temizlendikten sonra suda haşlanır. İnce ince doğranır. Bir süzgeçte süzülür. Soğuk suda bekletilir. Hafif sıkılarak bir kaba koyulur. Ayrı bir kapta kıyma, kıyılmış soğan , yıkanmış bulgur yada pirinç, salça, tuz, karabiber ve kıyılmış maydanoz biraz su ile kavrulur. Daha sonra bunun üzerine pancar koyulur. Karıştırılır. Yemek pişirilir. Daha sonra yemek servise hazır hale getirilir. 3 - BELOCEN (DİKEN UCU) KAVURMASIBelocenler temizlenip yıkanır. Kaynayan suyun içine atılarak haşlanır ve süzülür. Soğuk su içinde bekletilen belocenler sudan çıkarılarak sıkılıp ince ince doğranır. Ayrı bir kapta ince doğranan soğan yağda pembeleşinceye kadar kavrulur. Doğranmış belocen ve tuz ilave edilerek tekrar kavrulur. Yemek servise hazırdır. Afiyet olsun. 4 - SAKARCA MIHLAMASISakarcalar temizlenip yıkanır. Kaynayan suyun içine atılarak haşlanır ve süzülür. Daha sonra doğranır . Ayrı bir kapta ince doğranan soğan yağda pembeleşinceye kadar kavrulur. Doğranmış sakarcalar tuz ilave edilerek tekrar kavrulur . Sakarca içine yumurtaları kırmak için ara ara yer açılır Yumurtalar hazırlanan yere kırılır. Biraz tere yağı kızdırılıp yumurtaların üzerine dökülür. Üstüne bir kapak kapatılarak kısık ateşte yumurtalar pişinceye kadar bekletilir. Arzuya göre karabiber ilave edilir. Yemek servise hazırdır. Afiyet olsun. 5 - GALDİRİK KAVURMASIKaldirikler temizlenip yıkanır. Kaynayan suyun içine atılarak haşlanır ve süzülür. Soğuk su içinde bekletilen kaldirikler sudan çıkarılarak sıkılıp ince ince doğranır. Ayrı bir kapta ince doğranan soğan yağda pembeleşinceye kadar kavrulur. Doğranmış kaldirik ve tuz ilave edilerek sık sık karıştırılarak kavrulur. Yemek servise hazırdır. Afiyet olsun. 6 - ISIRGAN YAĞLAŞIIsırganlar temizlenip yıkanır. Kaynayan suyun içine atılarak haşlanır ve süzülür ve süzgeçten geçirilir. Ezilmiş ısırganlar bir tencereye konur. Mısır unu, yağ, su,nane ve tuz ilave edilerek, bir süre karıştırılarak pişirilir. İndirilmeye yakın süt ilave edilir. Yemek servise hazırdır. 7 - MISIR YAĞLAŞINormal bir tencerede su kaynatılır. Bir miktar tuz ilave edilir. Kaynayan suya mısır unu yavaş yavaş katılır. Topaklanmaması için sürekli karıştırılır. İsteğe göre içerisine bir miktar peynir ya da çökelek ilave edilir. Kaselere bölünür. Ayrı bir kapta tereyağı iyice kızdırılır. Sonra Kaselerin üzerinde eşit miktarda gezdirilir. Sıcak servis yapılır. Afiyet olsun. 8 - KEŞKEKKeşkeklik buğday akşamdan fasulye ile ayıklanır ve ıslatılır. Pişmeye hazırlanan tavuk bir tencerenin içinde buğday ve fasulye ile haşlanır. Tavuk haşlandıktan sonra kemiklerinden ayrılır. İnce ince doğranarak aynı tencereye konulur. Kısık ateşte bir miktar kızartılır. Üzerine kızdırılmış yağ koyularak sıcak servis yapılır. Afiyet olsun. HAMUR İŞLERİ 1- SU BÖREĞİMalzemelerin hepsi birlikte karıştırılarak hamur haline getirilir. Küçük küçük parçalara ayrılır. Yufka inceliğinde açılarak temiz bir bez üzerine serilir. Bir tencerede su kaynatılır. Tuz katılır. Ayrı bir kaba soğuk su konur yine tuz ilave edilir. Yufkalar teker teker önce kaynamakta olan sıcak suya sonra da soğuk suya atılır. Suyu süzüldükten sonra yağlanmış tepsiye sıra ile yufka ve önceden hazırlanan peynir, maydanoz karışımı konulur. Yufkaların üzerine eritilmiş tere yağı veya arzuya göre zeytinyağı dökülür. Yer yer bıçak batırılarak aralarının da pişmesi temin edilir. Kızgın fırında ya da tepside pembeleşinceye kadar kızartılır. Kare şeklinde kesilerek servis yapılır. 2-YUFKA BÖREĞİMalzemelerin hepsi birlikte kulak memesi yumuşaklığında yoğrulur. Hamur küçük parçalara ayrılır. Yufka şeklinde açılır. Temiz bir bezin üzerine yapışmayacak şekilde serilir. Ayrı bir tarafta yufkaları kurutmak için ateş yakılır. Üzerine sac konulur. Açılan yufkalar birer birer sacın üzerinde kurutulur. Soğumaya bırakılır. Börek yapılacağı zaman geniş bir kabın içine ılık su ve tuz konulur. Yufkalar tek tek ıslatılır. yağlanmış tepsiye dizilir. Arasına arzuya göre hazırlanmış iç peynir- maydanoz veya kıyma-soğan-kara biber konulur. Üzerine tekrar ıslatılmış yufka serilir. Yağlama işlemi tekrarlanarak fırında pişirilir. 3- EV MAKARNASI:Malzemelerin hepsi birlikte yoğrularak sert bir hamur haline getirilir. Hamurlar iri iri parçalara ayrılır. Yufka şeklinde açılır. Üzerine mısır unu serpilir. 5-6 yufka bir araya getirilerek şeritler halinde kesilir. Kesilen yufkalar temiz bir bez üzerine serilerek kurmaya bırakılır. TATLILAR 1-KABAK TATLISIKabak dilimlenerek kabukları soyulur. Bir tencereye dizilir. Kabakların üzerine örtecek kadar su konulur. Suyunu çekinceye kadar orta ateşte pişirilir. Daha sonra fırın tepsisine yerleştirilerek üzerine seker serpilip fırına sürülür. Pişince fırından alınarak soğumaya bırakılır. Üzerine çekilmiş fındık içi veya ceviz serpilir 2-AŞURE:Akşamdan buğday ve fasulye ayıklanır nohut yıkanır ayrı ayrı ıslatılır, bu malzemeler bir kapta haşlanır haşlanan malzemeler bir tencereye konulur üzerine su ilave edilir. Bir süre pişirilir, Sonra pirinç, kuru üzüm ,incir, vanilya, portakal kabuğu, kayısı, sulandırılmış nişasta ve şeker katılarak kaynatılır. Kıvamı koyulaşınca ateşten indirilir. Üzerine fındık veya ceviz içi ile nar taneleri ve tarçın dökülerek servis yapılır. 3-UN HELVASI:Un, yağ ile pembeleşenciye kadar kavrulur. Ayrı bir kapta şeker soğuk su ile karıştırılarak şerbet hazırlanır. Sonra bu şerbet kavrulmuş unun üzerine yavaş dökülerek iyice karıştırılır. İçine arzu edilirse fındık veya ceviz içi de ilave edilir. EKMEKLER 1-MISIR EKMEĞİ (ÇÖREK)Un elendikten sonra bir kaba konulur. Üzerine bur miktar tuz ilave edilir. Ilık su ile yoğrulur. Yağlanmış tepsiye serilerek fırına sürülür. Kızarıncaya kadar pişirilir. Hamurlar sac üzerinde de pişirilebilir. 2-SAC EKMEĞİ ( CILBIT )Mısır unu, su ve tuz birlikte yoğrulur. Hazırlanan, hamur ateşin üzerindeki un serpilmiş kızgın sacın üzerine serilir Altı kızardıktan sonra ekmeğin üstü sacın altında yanmakta olan ateşte eğiş yardımıyla kızartılır. ÇEŞİTLİ YEMEKLER 1-ELMA REÇELİ:Elmalar yıkanır. ince ince dilimler halinde doğranır bir kaba konularak üzerine şeker dökülür. Bir gece bekletilir. İstenilen miktarda su katılarak ocağa konulur iyice kaynatılır. Limon ya da limon tuzu ilave edilir. Biraz daha kaynatılarak ocaktan indirilir. 2-FASULYE TURŞUSU:Fasulyeler ayıklanır haşlanarak süzülür. Biber tuz ve sarımsak ilave edilir. Fasulyelerle karıştırılarak bir kapta üzerine su katılır bir hafta bekletilir. 3-FASULYE TURŞUSU KAVURMASI:İnce kıyılmış soğan yağda pembeleşinceye kadar kavrulur. Üzerine fasulye turşusu katılarak karıştırılır. Bir süre kavrulur. Tarihi karataş kayası diğer bir adıyla da yöremizde höbek kayası da denilir.
Kaya tam olarak Salman kasabasının adınında oradan geldiği Karataş mahallesinde yer almaktadır.
Çok önceki tarihlerde ( tam olarak tarihi bilinmemektedir) buralarda yaşayan zengin ve varlıklı köyün ileri gelenlerinden biri tahıl zamanı topladıkları mahsulleri yığın (höbek) haline getirerek stok halde biriktirmeye başlar. Zamanla köyün yanında ırgat olarak çalışan yoksullarından biri bu kişiden biraz tahıl istemektedir ancak çok acımasız ve cimri olan kişi vermemekle kalmaz bu fakiri çok aşağılayarak sert bir şekilde kovar. Bunu üzerine çok içerlenen köyün fakiri çok içten söylenerek yaratandan bana bu zulmü yapan kuluna da bir ceza ver diyerek taş olasın bu yığınların diyerek köyden ayrılmış.
Sabah uyandığında çok farklı olayla karşılaşan adam yığını özellikle ırgatının istediği yığını taş olmasını görünce inanamamış. Ve o günden sonra cimrilikten vazgeçerek fakirlere yardım etmeye başlar.
Ve o günlerden bu güne burası taş höbek olarak anılır ve sürekli dışardan gelenlerin ilgisini çeker. Sürekli ziyaret akınına uğrayan taş tarihi bir önem kazanmıştır.(Res. Dilek S. 2006 ) Hıdrellez Bayramı ile ilgili, eskiye duyulan özlem Herkeze gunaydin sabah sabah uyuyamadim bugunun önemli bir anisi var bende, bizim yastakiler ve köyde yasayanlarda bilir uc gun suren en sonu tahnalda biten hidirellezdir uc gun suren hidirellez icin ta kistan hazirlik yapilirdi bayanlar genc kizlar maliken isliklerini ipek pestemallarini daha onceleri dolamalarini boncuklarlardi pullu cemberlerini islerler yumurtalari haslarlardi erkekler haki pantolon yelek lacivert ceketlerini hazirlar ati olanlar gumuslu egerlerini kayislari tereyagi ile yaglarlardi yavuklular bu gunde birbirlerinden beklerdi ilgiyi saticilar evde yaptiklari un ceviz pekmez helvasini karar carsidan gelen yiyecekleri sergiler rengarek toplum davul zurna esliginde surup giden eglenceye kaptirirdi kendini yenir icilir yeni dostluklar olusturularak gelecek yila randevulasilirdi cok guzel bir duyguydu ne araba ne elektirik ne siyaset hicbir sikintisi yoktu insanlarin mutluydular saniyorum o daracik dunyalarinda simdi oylemi o gelenegi istanbula tasimis orda yasatiyorlar ne mutlu tadi damaginda kalanlara gecmisi hatilama imkani dogmus katilanlara sevgi ve selam. Hıdırellez Bayramı Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır. Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir. Hızır, yaygın bir inanca göre, hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölmezliğe ulaşmış; zaman zaman özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu ya da peygamberdir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür. Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özellikler şunlardır:
1. Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir. 2. Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım eder. 3. Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar. 4. Dertlilere derman, hastalara şifa verir. 5. Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar. 6. İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder. 7. Uğur ve kısmet sembolüdür. 8. Mucize ve keramet sahibidir.
Hızır, bu nitelikleriyle mitoloji dünyasının kendilerine üstün yetenekler atfedilen tanrılarını hatırlatmaktadır. Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar. Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştan başa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır. Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir. Hıdrellez kutlamaları daima yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır. Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”, Denizli ve çevresinde “bahtiyar”, Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”, Erzurum’da “mani çekme” adı verilir. Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellezden bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi şeyler koyarak ağzını tülbentle bağladıktan sonra bir gül ağacının dibine bırakırlar. Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Çömlekten içindekiler çıkarılırken bir yandan da maniler söylenir. Buna göre eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrelleze özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir. Son zamanlarda ise bu tören yalnızca evde kalmış kızların kısmetini açmak amacıyla yapılmaktadır. Sonuç olarak, Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır. GENEL KONULAR1- Gelen misafirlere eskiden lavaboya gitmesinler diye urbuk ve peşkille misafirlerin hepsini dolaşarak ellerini yıkarlar. 2- Çay içilince bardakların ağızları çay kaşığı ile kapatılır. Ayriyeten içmiyorum dedikten sonra bir fazlası zorla dökülür. (zor çayı) 3- Bizde düşmanına ekmeği yağlayıp vereceksin derler. Salman'da Nişan Ve Düğün Törenleri:1986 Yıllında bir düğün görünümü
1-Dünürlük
12-Düğünde Giyilen kıyafetler
1-Bayramlar (Ramazan-Ve Kurban Bayramı)
|